Nöbetçi Eczaneler
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen “Cevherden Makineye’25 Zirvesi”, İstanbul’daki genel merkezde başladı. Zirve, makine ile kimya, metal ve maden sektörlerini aynı çatı altında buluşturarak Türkiye sanayisinin geleceğine ışık tutmayı hedefliyor.
Açılış konuşmasını yapan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank, küresel belirsizlik ortamının Türkiye için yeni fırsatlar sunduğunu belirtti. Varank, “Özellikle Türk üreticisi ve sanayicisi için yeni pazarlar ve büyük fırsatlar var. Bu süreci doğru yöneterek ülkemizi daha ileriye taşıyabiliriz” dedi.
“Makine sektörü stratejik öneme sahip”
Makine sektörünün Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Varank, sektörde 60 bine yakın işletmenin faaliyet gösterdiğini ve 30 milyar dolara yaklaşan ihracat hacminin bulunduğunu söyledi. Varank, “Yeni sanayi stratejimizde makine sektörü öncelikli ve stratejik sektörler arasında yer alıyor. Bu alanda daha sürdürülebilir ve yüksek teknolojili üretime yönelmeliyiz” diye konuştu.
İklim Kanunu ve sürdürülebilirlik vurgusu
Varank, TBMM gündemindeki İklim Kanunu Teklifi’ne de değinerek, karbon ticaretine imkan sağlayacak düzenlemelerle çevreye daha duyarlı ürünlerin üretiminin önünü açmayı amaçladıklarını belirtti. Sanayinin sürdürülebilirlik kriterlerine uyum sağlaması gerektiğinin altını çizen Varank, “Bu artık bir tercih değil, zorunluluk” ifadelerini kullandı.
“Sanayi politikaları en az teknoloji kadar önemli”
MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Burhan Özdemir ise konuşmasında entegrasyon, verimlilik ve inovasyonun üretimdeki önemine vurgu yaptı. Ancak bu kavramların etkili şekilde hayata geçebilmesi için doğru sanayi politikalarının uygulanması gerektiğini belirten Özdemir, “Milli Üretim Hamlesi’ni bu stratejik vizyonla desteklemeye devam ediyoruz” dedi.
“Hammadde gücü, ekonomik bağımsızlığın temeli”
MÜSİAD Kimya, Metal ve Maden Sektör Kurulu Başkanı Muhittin Can ise ham madde sektörünün stratejik önemine dikkat çekerek, doğal kaynakların yalnızca çıkarılması değil, teknolojiyle entegre şekilde işlenmesinin şart olduğunu ifade etti. Can, “Yeşil dönüşüm artık bir seçenek değil, zorunluluktur” dedi.