Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Tezhip Bölümü’nden Prof. Dr. Münevver Üçer’in “Gelenek Gelecektir” başlıklı sergisi, Nişantaşı’ndaki MAJİ Art Gallery’de sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Beş yıl aradan sonra açtığı bu kişisel sergide laleyi ana tema olarak işleyen Üçer, geleneksel tezhip sanatını modern bir yaklaşımla yorumlayarak, zarafet ve süreklilik kavramlarını öne çıkarıyor.
AA muhabirine konuşan Üçer, sergide yer alan tüm eserleri son beş yılda hazırladığını belirtti. “Ben bir tezhip sanatçısıyım ve artık bu alanda yeni sözler söylemenin zamanı geldi. El yazması eserlerdeki estetik zarafeti tuvaller üzerine taşımayı amaçladım,” diyen Üçer, aynı zamanda akademisyen kimliğiyle bu sanatı yeni nesillere nasıl aktarabileceklerini de düşündüklerini ifade etti.
Geleneğe Dayanarak Geleceği İnşa Etmek
Serginin adını oluşturan “Gelenek Gelecektir” ifadesiyle, geçmişten gelen sanat mirasının geleceğe taşınmasının önemine dikkat çeken Üçer, tezhip sanatının tarihi köklerine vurgu yaptı:
“Tezhip, 8. yüzyılda doğmuş, 16. yüzyılda ise zirveye ulaşmış bir sanattır. Bu gelişimin ardında dönemin sanat ve sanatçıya verdiği değer vardır. Bugün bizlerin de bu mirası sürdürmesi, geleceğe taşıması gerekiyor.”
Tezhip sanatının artık yalnızca el yazmalarıyla sınırlı olmadığını belirten Üçer, sanatın günümüzde farklı formlar kazandığını ifade ederek, “Motiflerimiz, sembollerimiz aynı olsa da tezhip artık duvarlarımızda birer levha olarak varlığını sürdürüyor. Ben de bu dönüşümü eserlerimde yansıtmaya çalışıyorum,” dedi.
“Kuralları Bozmadan Yenilik Yapmak Mümkün”
Sanatta yenilik arayışının, geleneği bozmadan dengeli bir şekilde yapılması gerektiğine dikkat çeken Üçer, “Klasik tezhip sanatını bilmeden, onu içselleştirmeden yeni ve sahici bir şey üretilemez. Her yenilik, köklere yaslanmalıdır,” değerlendirmesinde bulundu.